Sıkça Sorulan Sorular

Obezite Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Obezite nedir? Kim obez olarak tanımlanır?
Obezite, vücutta anormal ve aşırı yağ birikimini içeren, sağlık açısından risk oluşturan karmaşık bir hastalıktır. Obezite sadece kozmetik bir endişe değil, ciddi bir hastalıktır. Obezitenin küresel tanımı vücut kitle indeksi ile ilişkilidir. Vücut kitle indeksi, ağırlığın boyun karesine bölünmesi olarak tanımlanabilir. Vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olan kişilere obez denir. Ve vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan kişilere morbid obez denir.
Obezite genel sağlığı nasıl etkiler? Obezite hangi hastalıklara neden olur?
Obezite hemen hemen tüm sistemleri olumsuz etkileyen etkilere sahiptir. Hipertansiyon, Diyabetes mellitus, hiperlipidemi, damar yapısında ortaya çıkan bozukluklar ve kalp krizi riskinde artış, eklem problemleri, psikolojik sorunlar ve hatta bazı kanserler obezite ile ilişkisi kanıtlanmış hastalıklar olarak sayılabilir. obezitenin ortadan kalkması kilo kaybı sağlayıp görsel katkı sağlamanın yanında tüm bu hastalıkların da çözülmesine olumlu etki etmektedir.
Obezite için en iyi tedavi seçeneği nedir?
Bence obeziteyi tedavi etmek için ilk yapılacak şey hastanın karar vermesi , profesyonel bir destek alması ve mutlaka yaşam tarzı değişikliğini gerçekleştirmeyi kabul etmesidir. Pekçok obez hastada özellikle de vücut kitle indeksi 35’in üzerinde olanlarda sadece bunları yapmak yeterli olmaya bilmektedir. Bu seçenekleri deneyip başarılı olamayan hastalarda bu seçenekleri tekrar gündemlerine alıp devam ettirmek şartıyla cerrahi tedavilerin uygulanmasının sürdürülebilir kilo verme için kanıtlanmış tek çözüm yolu olduğu bilinmektedir.
Bariatrik cerrahi obeziteye çözüm olabilir mi? Obeziteye karşı bariatrik cerrahinin başarı oranı nedir?
Obezitenin tedavisinde; uygun hasta seçildiğinde, hastalar iyi bilgilendirilip cerrahi sonrası takip edildiğinde hastalarında gereken yaşam tarzı değişikliklerini gerçekleştirmeleri şartıyla en iyi ve en kalıcı sonuç bariatrik cerrahi ile mümkündür. Bariatrik cerrahinin başarısından söz ederken bazı tanımlar getirmek gerekir. Fazla kiloların % 50’sinden fazlasının kaybedilmesi ve bu oranın sürdürülmesi başarı olarak tanımlanmaktadır. Erken dönem ve uzun dönem sonuçların hepsinde de bariatrik cerrahinin ameliyatsız tedavi yöntemlerinden üstün olduğu kanıtlanmıştır. 10 yılın sonunda hem sleeve gastrektomide hem de gastrik bypass yöntemlerinde fazla kilolardan % 50 den fazla kayıp olduğu gösterilmiştir.

Tüp Mide Ameliyatı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Tüp mide ameliyatı nedir? Hangi hastalar bu tedavi için uygundur?
Sleeve Gastrektomi midenin yaklaşık %70-80 kadarının çıkarılmasıyla hastaların bir porsiyonda daha az yemek yemelerine olanak sağlayan bir ameliyat tekniğidir. bu ameliyatta amaç yenilebilen ve içilebilen gıda miktarını azaltmaktır bu yönüyle kısıtlayıcı bir ameliyattır. Bu etkinin yanında çıkarılan mide bölümlerinden salgılanan açlıkla ilgili hormonlardaki değişiklikler sebebiyle de hormonal etkileri de kanıtlanmış bir ameliyattır.
Tüp mide ameliyatı nasıl yapılır ve ne kadar sürer?
Hemen hemen tüm bariatrik cerrahi yöntemleri gibi sleeve gastrektomi de laparoskopik olarak yapılır. Bu yöntemde karın duvarına yerleştirilen 4-5 adet giriş portundan karın içerisindeki boşluğa ulaşılır. Karın içerisi bir miktar hava ile şişirilir ki çalışılabilecek alan oluşturulur. Öncelikle mide,çevresinde yer alan dokulardan tamamen serbestlenir. Midenin alt kısmından başlayıp üst kısmına doğru hem dokuyu diken hem de kesen özel cihazlar kullanılarak rezeksiyon gerçekleştirilir. bu yöntemde hastanın midesinin yaklaşık dörtte üçü çıkarılmış olur. Sadece ameliyat süresi 30-45 dakika aralığında sürmektedir. Ameliyat öncesi hazırlıklar ve sonrasındaki ameliyathane takibini de düşünürsek 2 saatlik süre alabilmektedir.
Tüp mide ameliyatı sonrası iyileşme süreci nasıldır? Hastalar hastaneden ne zaman taburcu olur?
Kliniğimizde uyguladığımız Sleeve gastrektomi ameliyatları sonrası pek çok hastada hızlı bir iyileşme süreci gözlemlemekteyiz. İyi bir ağrı kontrolü, bulantı-kusma hissinin kontrol altına alınması ve hastanın hızlı mobilize edilebilmesi iyileşmeyi hızlandıran faktörlerdir. Bu noktaları kliniğimizde en çok önem verdiğimiz parametreler olarak söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra ameliyat sonrası hastalarımızı 3 gün hastanede gözlemlemek yeterli olmaktadır. 3 günün sonunda beslenmesi yeterli olan, laboratuar değerlerinde problem olmayan tüm hastalar taburcu edilmektedir. Bu sonuçları yeterli gördüğümüz bazı hastaları 2. gün de taburcu etmek mümkündür. İyi bir hastane süreci geçiren hastalarımız taburcu edilirken gündelik hayatlarına rahatlıkla dönebilecek şekilde hastaneden ayrılmaktadır.
Tüp mide ameliyatı sonrası hastalar ideal kilolarına ne zaman ulaşır?
Günümüzde Sleeve Gastrektomi neredeyse tüm dünyada en çok uygulanan bariatrik cerrahi tekniğidir. Ameliyat sonrasında hastalar bir yıl gibi bir sürede ideal kilolarına ulaşmaktadır. Fazla kilolarının yaklaşık %70 80 kadarını ilk 6-8 aylık sürede vermeleri mümkündür.
Tüp mide ameliyatının avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Sleeve gastrektominin en önemli avantajını anatomik bir ameliyat olması şeklinde belirtebiliriz. Yani bu ameliyatta diğer yöntemlere kıyasla sindirim sistemi anatomisi minimum değişikliğe uğramaktadır. Bu durum da hızlı bir iyileşme ve hızlı bir adaptasyonu sağlamaktadır. Diğer avantajları ameliyat süresinin daha kısa olması sebebiyle daha az anestezi maruziyeti, uygun ekipman ve tecrübeli ekip ile daha az komplikasyon oranlarına sahip olması olarak sayabiliriz. En önemli dezavantajı hastaların yaklaşık % 20’sinde mideden yemek borusuna asidik reflüyü artırımı denilebilir. Bu sebeple ameliyat öncesi kanıtlanmış ciddi reflüsü olanlarda alternatif teknikleri de düşünmekteyiz.
Tüp mide ameliyatı sonrası hastalar ne tür ilaçlar kullanır?
Sleeve Gastrektomi ameliyatında tüm hastalarımıza ameliyattan önce Tromboz Profilaksisi ve antibiyotik profilaksisi yapmaktayız. hastalar taburcu olurlarken de kısa süreli bir antibiyotik tedavisi vermekteyiz. Midedeki asit seviyesini baskılamak amacıyla en az 3 ay süreli bir mide koruyucu vermekteyiz. İhtiyaç halinde kullanılmak üzere ağrı kesici, ve taburculuk sonrası 10-15 gün süreli kan sulandırıcı ilaçlar diğer ilaç bileşenlerimiz olarak söylenebilir. Buna ilaveten de 3-6 ay multivitamin desteği de öneriyoruz.
Tüp mide ameliyatı öncesinde hastalara hangi testler yapılır?
Sleeve gastrektomi ameliyatı öncesi tüm hastalarımızı anestezi riskleri açısından değerlendirmeyi alıyoruz. Bu değerlendirme tüm sistemlerin incelenmesini içermektedir. Karaciğer fonksiyon testleri, böbrek fonksiyon testleri, Tiroid fonksiyon testleri ve diğer kan analizleri yapmaktayız. Akciğer röntgeni çekilip olasi solunum problemlerı̇nı̇ değerlendı̇rı̇yoruz, kalp ritmini değerlendirmek için elektrokardiyografi çekiyoruz. Tüm hastaları sonuçlarıyla iç hastalıkları ve anestezi bölümü tarafından konsülte ediyoruz. Konsültasyonlar sonrasında gereklilik halinde ek incelemeleri de uyguluyoruz. Bunlara ilaveten tüm hastalarımıza ameliyat öncesinde ultrasonografik inceleme ve Endoskopik görüntüleme de yapılmaktadır.
Tüp mide ameliyatı sonrası beslenme süreçleri nelerdir?
Tüm bariatrik cerrahilerde ameliyattan sonra beslenmeye adaptasyon en önemli kısmı oluşturur. Hastanın yeni bir midesi vardır ve artık eskisinden daha da küçüktür. İlaveten de midesinde çok yakın zamanda uygulanmış dikişler bulunmaktadır. Tüm bu sebeplerle sleeve gastrectomy sonrası hastalarda basamaklı beslenme uygulamak en doğrusudur. Bizim pratiğimizde tüm hastalarımız ilk 2 hafta sadece sıvı diyetler ve bizim verdiğimiz protein içerikleri ile beslenmektedir. 2 haftanın sonrasında da 2 hafta süreyle püre kıvamında gıdalarla devam etmeyi önermekteyiz. 4. hafta bittiğinde hastalara katı gıdalar alabileceklerini bildirmekteyiz. Kliniğimizde tüm bu periyotlar diyetisyenlerimiz tarafından yakından takip edilip hastalara listeler hazırlanarak yürütülmektedir. Bütün dönemlerde en önemli beslenme kurallarından birisi de mutlaka yeterli su içmek olarak belirtmeliyiz.
Bariatrik cerrahi için hastalar kaç gün Türkiye’de kalmalıdır?
Bariatrik cerrahi için yurtdışından kliniğimize gelen hastalar havaalanında karşılanıp geldikleri gün hastanedeki odalarına alınmaktadır . O gün, hastanede hazırlıkları başlamakta ertesi gün ya da onu takip eden gün ameliyatlar uygulanmaktadır. Ameliyat sonrası 3 gün hastanede gözlemlediğimiz hastaları 3-4 gün sonra tekrar kontrol etmek ve diyetlerini organize etmek için otellerine göndermekteyiz. Bu bağlamda 7-10 günlük bir zaman dilimine ihtiyaç olmaktadır.
Revizyonel bariatrik cerrahi nedir? Tüp mide ameliyatı revize edilebilir mi?
Revizyon daha önce değiştirilmiş bir şeyi tekrar değiştirmek demektir. Bu durum bariatrik cerrahide de böyledir. Daha önce kilo vermek için bir bariatrik cerrahi yöntemi uygulanmış bir hastaya çok yetersiz vermesi veya yeterli kilo verip aşırı geri alması veya uygulanan ilk prosedüre bağlı başka sorunların oluşmuş olması , sebepleriyle tekrar bir ameliyat yapılmasına revizyonel cerrahi denmektedir. Bu saydığımız sebepler varlığında sleeve gastrektomi de revize edilmesi mümkün olan bir ameliyattır. Sleeve gastrektominin revizyonunda tekrar sleeve gastrektomi yapılabilir ya da değişik bypass teknikleri de uygulanabilir. Tabii ki bu ameliyatlar için tekrar hastaların ayrıntılı incelemelerden geçirilmesi ve gerçekten bir revizyon gerekiyor ise hastaya göre en uygun yöntemin belirlenmesi gerekmektedir.

Gastrik Bypass Ameliyatı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Tip 2 Diyabet nedir? Tip 1 ve tip 2 diyabet arasındaki farklar nelerdir?

Tip 2 diyabet pek çok organ sistemini olumsuz etkileyen, sebep olduğu hasarlar zaman içinde geri dönüşsüz olarak ortaya çıkan, kronik ve tedavisi zor bir hastalıktır. Özetle sinsi bir hastalık diyebiliriz.

Bildiğimiz gibi vücudumuza giren gıdalardan ortaya çıkan glukoz adı verilen kan şekeri pankreas tarafından salgılanan insülin hormonu tarafından düzenlenmektedir. Bu insülin hormonunun doğuştan yokluğu ya da zaman içinde tükenmiş olması Tip 1 diyabet olarak adlandırılmaktadır. Tip 2 diyabette ise vücutta yeterli miktarda varolan insülinin etkinliğinin değişik sebeplere bağlı azalması söz konusudur. Bu etki göstermeme durumu insülin direnci olarak adlandırılmakta en önemli sebep olarak da viseral yani organların çevresinde ve periferik bölgelerde yer alan yağ dokusundaki artış gösterilmektedir.

Tip 2 Diyabet ne tür hastalıklara neden olur?

Tip 2 diyabet hemen hemen tüm organ sistemlerini etkiler. Kanda yüksek miktarlarda bulunan glukoz seviyeleri endotel adı verilen ve tüm damarların iç yüzeyini döşeyen alanı bozmakta ve bu durum sonucunda hasarlar ortaya çıkmaktadır. Bu hasarları makrovasküler hasarlar ve mikrovasküler hasarlar olarak ayırabiliriz. Makrovasküler yani nispeten daha büyük damarların hasarlarının sebep olduğu klinik durumlara örnekler:

  • Koroner kalp hastalıkları ve kalp krizleri,
  • İnmelere sebep olan serebrovasküler hastalıklar ,
  • Periferik damar hastalıkları,
  • Kronik ishaller ve mide boşalma sorunları gibi gastrointestinal sorunlar,
  • Seksüel disfonksiyonlar ve inkontinans gibi genitoüriner sorunlar,
  • Katarakt ve glokom gibi görme sorunları
  • Duyusal ve motor sinir hasarları.
  • Böbrek fonksiyonlarında bozulma ve nihayetinde diyaliz tedavisi gerektirebilen nefropatiler,
  • Körlükle de sonuçlanabilen retinopatiler,

ise mikrovasküler yani küçük-ince damarların hasarının sebep olduğu klinik durumlardır.

Gastrik Bypass işlemleri Tip 2 Diyabetin tedavisi olabilir mi?

Tip 2 diyabetin tedavisinde etkili ve sürdürülebilir kilo vermenin olumlu etkileri gösterilmiştir. Bariatrik cerrahi prosedürleri de öncelikle bu kilo verdirici etkilerinden dolayı ilaveten de farklı mekanizmaların devreye girmesi sebebiyle tip 2 diyabetin tedavisinde önemli bir yere sahiptir. Bunlardan birisi olan gastrik bypass hem kısıtlayıcı hem de emilim azaltıcı etkisi olan bir ameliyat olması sebebiyle tip 2 diyabetli hastalarda %60-90 aralığında tedavi edici olabilmektedir.

Gastrik Bypass işlemleri hangi hastalara uygulanabilir?

Gastric bypass cerrahisi için uygunluk değerlendirmesinin başında vücut kitle indeksi analizi gelmektedir.Vücut kitle indeksi 35’ten fazla olan hastalarda gastrik bypass yöntemlerini uygulamak mümkündür. Sahip olunan tip 2 diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi gibi ek hastalıklar, ciddi düzeyde reflü varlığı ve hastanın tercihi gastrik bypass yöntemlerini incelememiz gereken durumlar olarak belirtilebilir.

Kaç çeşit Gastrik Bypass ameliyatı vardır?

En sık kullanılan bypass yöntemleri olarak RNY gastric bypass ve One-anastomosis gastric bypass’ı, nadiren tercih edilen bir yöntem olarak da duodenal switch bypass yöntemleri olarak belirtebiliriz.

Gastrik Bypass ameliyatları nasıl yapılır? Bu ameliyatlar ne kadar sürer?

RNY gastric bypass ameliyatında, öncelikle midenin başlangıç kısmından küçük bir poş oluşturuyoruz. Daha sonra ince barsakların başladığı kısımdan yaklaşık 50-80 cm ileriden ince barsağı bölüyoruz. Distale devam eden kısmı oluşturduğumuz poşa bağlıyoruz. İnce bağırsağın başlangıç kısmına dökülen sindirim enzimlerinin gıdalarla buluşabilmesi için de bu bağlantının yaklaşık 150-200 cm aşağısına önceden kesilip kapatılmış olan ince bağırsağın diğer ucunu bağlıyoruz.

one-anastomosis gastric bypass ameliyatında ise benzer şekilde küçük bir poş oluşturuyoruz ve başlangıçtan yaklaşık 200 cm distalde yer alan ince barsağı belirleyip tek bir bağlantı ile omega şeklinde, bu poşa bağlantı yapıyoruz.

Gastrik Bypass işlemleri sonrası iyileşme süreci nasıldır? Bu ameliyatlardan sonra hastalar ne zaman hastaneden taburcu olur ?
Kliniğimizde uyguladığımız gastric bypass en çok önem verdiğimiz şeyler iyi bir ağrı kontrolü, bulantı-kusma hissinin kontrol altına alınması ve hastanın hızla mobilize edilebilmesi diyebiliriz.Bunlar etkin bir şekilde sağlandığında ameliyat sonrası hastalarımızı 3 gün hastanede gözlemlemek yeterli olmaktadır. 3 günün sonunda beslenmesi yeterli olan, laboratuar değerlerinde problem olmayan tüm hastalar taburcu edilmektedir..
Gastrik Bypass ameliyatları sonrası vitamin ve mineral eksikliği olur mu?
Gastric bypass ameliyatları sonrasında ince bağırsağın başlangıç kısmı olan duodenumun tamamı, ve duodenumdan sonraki kısım olan jejunumun büyük bir bölümü artık gıdalar için bir yol olarak kullanılmayacaktır. Gıdalarla alınan demir, çinko, kalsiyum, magnezyum, fosfor, B1, B5, B6 vitaminleri, Folik asit gibi maddelerin çoğunluğu bu devre dışı kalan bölgelerden edilebilmektedir. Bu sebeple ameliyat sonrası beslenme sorunu olanlarda daha fazla ama beslenmesi normal olanlarda da kısmen bu element ve vitaminlerin eksiklikleri görülebilmektedir.
Mide bandı ameliyatı olup memnun kalmayan hastalara revizyonel obezite ameliyatı yapılabilir mi?
Gastric bantlar günümüzde kullanım oranları % 1 in altına inmiş uygulamalardır. fakat özellikle 2000’li yılların başında pekçok hastaya kilo verme amacıyla bu yöntemin uygulandığını da bilmekteyiz. Uzun dönemde bantlarda meydana gelen yer değiştirme sorunları, ciddi bulantı-kusmalar banda bağlı memnuniyetsizliğin başında gelmektedir. Diğer bir sorun ise geri kilo alma sorunu olarak söylenebilir. Memnuniyetsizliğin ve geri kilo alımının söz konusu olduğu bandı olan hastalar değerlendirilerek SG ya da uygun gastric bypass yöntemlerine revize edilebilirler. Biz de kliniğimizde pek çok hastaya bu uygulamaları başarıyla gerçekleştiriyoruz.